15.02.2010

SUÇ GELİRLERİNİ AKLAMA YÖNTEMi: HAWALA SİSTEMİ

HAWALA VE DİĞER RESMİ OLMAYAN DEĞER TRANSFER SİSTEMLERİ

Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi tedbirleri tüm dünyada hızla arttıkça, devlet denetimi dışında gerçekleştirilen hawala kullanımının suç geliri aklayanlar ve teröristler için daha da çekici hale gelmektedir.

Bu yöntem hem temiz hem de kirli paranın transferi için kullanılabilmektedir. Aklayıcı için çekici bir yoldur zira yetersiz kağıt takibi sağlar. Genellikle minimal düzeyde olan fonları alacak müşterilerin detayları aracılar arasında fakslanır ve müşteriler fonlarını her işlem sonunda aracılardan alırlar.

Hawala, hundi veya namı diğer “yer altı bankacılığı” genellikle Afrika ve Asya’da bulunan etnik gruplarla bağlantılı olan alternatif havale sistemleri veya resmi olmayan değer transferi sistemleridir. Bu sistem genellikle yasal bankacılık sistemleri dışında uluslararası değer transferlerini içerirler. Güvene dayanırlar.

Hawala, fon hareketlerinin güvenli ve kolay bir biçimde gerçekleşmelerine imkan tanınması amacıyla Hindistan ve Çin’de Batı finans sistemlerinden yüzyıllar önce doğmuştu. Ülkelerine fon göndermek isteyen tüccarlar bunları genelde bir ticaret işletmesi sahibi olan bir hawala “bankacısı” ile yatırırlardı.

Küçük bir ücret karşılığında banker fonların başka bir bankerden çekilebilmesi işini düzenlerdi, bu banker de genelde başka ülkedeki bir tüccar olurdu. İki banker ise hesaplarını normal ticaret süreci içinde kapatırlardı.

Günümüzde, dünyanın farklı yerlerindeki işadamlarının şirket hesaplarını üçüncü taraflara uluslararası düzeyde para göndermek için kullanması ile bu süreç büyük ölçüde aynı şekilde işlemektedir. Bu şekilde, para yatırma ve çekme geleneksel finansal kuruluşlar yerine hawala bankerleri aracılığı ile yapılmaktadır. Üçüncü taraflar genellikle elektronik transfer ile karşılaşacakları banka ücretlerinden kaçınmak isteyen ve ülkelerine küçük miktarlarda paralar gönderen göçmenlerdir.

Hawala bir havale sistemi olduğu için suç geliri aklama döngüsünün herhangi bir adımında kullanılabilir. Etkili yerleştirme yolları sunabilir. Hawalader nakit aldığında, bu nakdi banka hesaplarına yatırabilir. Banka memurlarına yatırılan bu paranın yasal işletme geliri olduğunu kanıtlayacaktır. Aynı zamanda alınan nakdin bir kısmını, nakdi banka hesabına yatırma ihtiyacını azaltarak işletmesinin giderlerini karşılamak için kullanabilir.

Çoğu ayrıştırma entrikasının bir bileşeni kağıt üzerinde iz bırakmamaya çalışarak paranın bir hesaptan başka bir hesaba aktarılmasıdır.

Temel bir hawala transferi kağıt üzerinden hiç olmasa bile çok az takip edilebilir. Hawala transferleri paranın takibini daha da güç hale getirmek için ayrıştırılabilir. Bu, bazı ülkelerde bulunan hawala aracılarının kullanılması suretiyle transferleri zaman içinde dağıtarak gerçekleştirilebilir.

Hawala teknikleri paranın hemen her biçime dönüştürülmesi, suç geliri aklama döngüsünün bütünleştirme evresinde yasallık görünümünün tesisi için birçok fırsat sunma kapasitesine sahiptir. Para meşru (veya meşru görünen) bir işe yeniden yatırılabilir. Hawalader Birleşik Devletler’den Pakistan’a ve daha sonra tekrar Birleşik Devletler’e burada bulunan bir iş yatırımının bir kısmı olarak görünecek şekilde para transferini çok kolay bir biçimde düzenleyebilir.

Hawala’lar terörü finanse edenler için çok çekicidir, zira resmi finansal kuruluşların aksine bunlar potansiyel devlet denetimine tabi değillerdir ve standart biçimde detaylı kayıtları tutulmaz. Hawaladar’lar defter tutsalar da, kayıtları genellikle kişiye özel stenografide yazılır ve sadece özet olarak saklanır.

El Kaide 9/11 öncesinde parasının büyük kısmını hawala yoluyla aktardı. Bazı yollarla, el Kaide’nin 1996 yılında Afganistan’a taşınmadan önce hiç seçme şansı yoktu; oradaki bankacılık sistemi güvenilir değildi. Bin Ladin fonları verimli bir şekilde transfer etmek için Pakistan, Dubai ve Orta Doğu ülkelerinde çalışan bir hawala şebekesine başvurdu.

El Kaide paranın kaynağını ve amacını net bir biçimde bilen yaklaşık bir düzine güvenilir hawaladar’ı kullandı. El Kaide ayrıca, el Kaide ile iş yaptıkları konusunda ciddi şüpheleri olmasına rağmen bu konuda istekli ve ne yaptığının farkında olmayan hawala’ları da kullandı.

ÖRNEK:

Somali merkezli ve tüm dünyaya açılan bir para aktarma sistemi olan Al-Barakaat (anlamı „bereket”) Somali hükümetinin ve bankacılık sisteminin çöküşünden sonra şekillendi. İstihbarat kurumları Usame bin Ladin’in al-Barakaat’a operasyonlarına başlaması için para yardımında bulunduğu, bu kurumun Al-İtihaad Al İslamiya (AIAI) terör grubu ile yakın bağlantılı veya bu grup tarafından kontrol edildiği ve al-Barakaat’ın gelirlerinin bir kısmının AIAI’nın finansmanı için gönderildiği ve AIAI’nın da bunun bir kısmını Bin Ladin’e verdiği hakkında bilgi elde etti.

ABD’de, FBI 1999’un başlarında al-Barakaat şebekesi hakkında bir istihbara davası başlattı ve 2000 itibari ile bir ceza davası açtı. 9/11’den kısa bir süre sonra, al-Barakaat’ın varlıkları donduruldu ve defterleri ve kayıtlarına tüm dünyadaki baskınlarda el konuldu. FBI tarafından yürütülen ve Birleşik Arap Emirliklerinin eşi görülmemiş iş birliğiyle al-Barakaat’ın defterlerinin ve kayıtlarının finansal olarak analiz edilmesini içeren sonraki soruşturmada, Barakaat ve AIAI veya Bin Ladin arasındaki bağlantı olduğu suçlamaları sonuçsuz kaldı. Bu faaliyetler için Birleşik Devletler’de al-Barakaat’a karşı herhangi bir ceza davası açılmadı.

ABD Yabancı Kaynakları Kontrol Dairesi (OFAC) dondurma işleminin kararlar için sübut standardı karşıladığını iddia etmiş olsa da, Birleşik Devletler’de başkanlık emirleri kapsamında dondurulan varlıkların büyük çoğunluğu (ve Birleşik Milletler kararı ile diğer ülkeler tarafından dondurulan bazı varlıklar) serbest bırakıldı ve ABD merkezli al-Barakaat para göndericileri tarafından tedbire karşı açılan bir dava sonucunda para iade edildi. (Kaynak: Terörün Finansmanı Monografisi, Birleşik Devletler’e Terörist Saldırılar Ulusal Komisyonu, 2004).