9.02.2010

SUÇ GELİRİ AKLAMA YÖNTEMİ: BORSA SİMSARLARI-ARACILARI

Menkul kıymetler alanında suç geliri aklanması ile mücadele etmenin zorluğu genellikle bu sektörde paranın az kullanılıyor olmasıdır. Bu sektör, bilgisayar sinyalleri ve kağıtlarla işlemektedir. Bu sektör suç geliri aklanma sürecinde, para aklayıcılar nakitlerini diğer yollarla elden çıkardıktan sonra kullanılmaktadır. Endüstrinin suç geliri aklanmasına gittikçe daha fazla maruz kalan yönleri şunlardır:

■ Uluslararası tabiatı

■ Hızlı işlemleri

■ Anaparada önemli kayıp olmaksızın senetlerin kolaylıkla dönüştürülmesi

■ Birçok yetki bölgesinden, yetki bölgesine veya yetki bölgesi aracılığıyla elektronik transferlerin rutin biçimde kullanımı

■ Özel bankacılık gibi, müşteri fonlarının kaynağının göz ardı edilmesini teşvik eden rekabetçi, komisyona dayalı bir ortam

■ Menkul kıymetlerin temsilci veya yed-i emin olarak aracı firmaların elinde bulundurulması uygulaması, böylece gerçek lehdarların kimliliklerinin gizlenmesine izin verilmesi.

Menkul kıymetler sektörü yoluyla aklanan kirli para, hem sektör dışından hem de içinden yasadışı faaliyetlerle üretilebilir. Sektör dışından yasadışı faaliyetlerle elde edilen fonlar için, bu fonların kaynağını gizlemek veya engellemek (ayrıştırma) maksadıyla menkul kıymetler işlemleri veya yasal teşekküllerin oluşturulması yöntemleri kullanılabilir.

Örneğin zimmete geçirme, içeriden ticaret, menkul kıymetler dolandırıcılığı, piyasa manipülasyonu gibi menkul kıymetler piyasasının kendi içindeki yasadışı faaliyetlerde işlemler veya manipülasyonlar daha sonradan aklanması gereken yasadışı fonlar üretir. Her iki durumda da, menkul kıymetler sektörü para aklayana çifte avantaj imkanı sunar, yasadışı fonları aklamasına ve ilgili menkul kıymetler dolandırıcılığından ilave karlar elde etmesine olanak tanır.

Suç geliri aklanması menkul kıymetler endüstrisinde fonların trampası için değil sadece fonlara sahip olmak için kullanılan müşteri hesaplarında meydana gelebilir. Bu, suç gelirini aklayanlara daha sıkı suç geliri aklanması kontrollerine sahip olan bankacılık kanallarından uzak durma imkanı sunar. Diğer suç geliri aklanması göstergeleri, “wash trading” olarak bilinen işlemler veya denkleştirme işlemleridir. Bunlar, belirli menkul kıymetlerde alışları ve satışları eşleştirme girişlerinin oluşturulmasıdır, böylece işlem yapıldığı yanılsaması yaratılır.

Birden fazla hesap üzerinden karlar ve zararları denkleştirecek şekilde wash trading yapılması ve ortak olarak
kontrol edilmiyormuş gibi görünen hesaplar arasında pozisyonların aktarılması suç gelirinin aklandığının diğer göstergeleridir.

Örnek:
Josh uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla elde ettiği para ile iki aracı firmada menkul kıymetler hesabı açar. Hesabın birinde Eurodollar vadeli işlem sözleşmesi için uzun süreli bir pozisyon alır ve diğer hesabında Eurodollar vadeli işlem sözleşmesi için kısa süreli bir pozisyon alır.

Piyasada ne olursa olsun, zararlar ve karlar birbirini dengelemektedir ve kar ettiğinde saygın bir aracı firmadan çek almaktadır. Perakende simsarları-aracıları endüstrinin en ön sıradaki savunmasıdır – ve en kırılgan erişim noktasıdır.

Müşteri tabanlarını geliştirmek ve varlık toplamak için sürekli yönetimin baskısı altındadırlar. Bir müşterinin hesabında ne kadar çok varlık varsa, o hesap komisyon kaynağı olarak o kadar zengindir; simsarlara da ücretleri buna istinaden ödenir.

Endüstri girişken ve başarılı kişiler için bir çekim noktasıdır. Beceri sahibi suç geliri aklayıcılar, ideal olarak deneyimsiz bir kayıtlı temsilci bulmak ve uzun süreli bir komisyon akışı vaat ederek bir dizi işlem düzenlemek isteyeceklerdir. Fakat aracı kurum yönetimleri ve uyum görevlileri deneyimsiz temsilcileri dikkatli bir biçimde izlerler. Diğer taraftan deneyimli simsarların mali açıdan daha sağlam oldukları ve şüpheli müşterileri kabul etme olasılıklarının daha az olduğu düşünülür. Fakat suç geliri aklayıcıları kar potansiyelinin olduğu her yerde iş yapacaklardır.

California’da Sterling Mali Yatırım Grubunda simsarlık yapan Walter MacCarron tarafından 2003 yılında kaleme alınan Suç Geliri Aklanması Alarmı başlıklı makaleden alıntı yapılmış bir örneğe göz atalım. Makale bölgesel bir aracı firmanın Kuzey California ofisi ile ilgilidir.

Gerçek Yaşamdan Örnek

Kendisinin ve bazı ortaklarının parasını içeren geniş bir portföyü yöneten varlıklı bir kişi aracı bir firmaya başvurur. Konu hakkındaki engin bilgisini gözler önüne serer ve kendisine deneyimli bir simsar tayin edilmesi talebinde bulunur. ABD Yabancı Varlık Kontrolü Hazinde Dairesi’nden veya dışarıdan başka bir kaynaktan terör veya narkotik bağlantısı ile ilgili olarak olumsuz bir rapor olmadığı için 25 yıllık deneyime sahip bir simsar tarafından kendisine düşük fiyatlı teknoloji hisselerinde işlem yapması için bir hesap açılır. Yönetim kırmızı bayrakları göz ardı eder.

Söz konusu kişi British Columbia, Vancouver’da (Kanada) yaşasa da, işlemlerin Cayman Adaları’ndaki bir banka hesabı yoluyla gerçekleştirilmesini istemektedir. Bu durum, normalde takaslarda sorun çıkması durumuna karşı hesapta büyük mevduatlar bırakma talebini gerektirir. Bir işlemin takas edilmesi veya ödemesinin yapılması, satın alınan hisseler için ödeme yapılması veya satılan hisselerin teslim edilmesi anlamına gelir. Bu genellikle

işlemden sonraki üçüncü iş gününde gerçekleştirilir. Bazı yatırımcılar işlemlerinin bankaları tarafından DVP esasına göre ele alınmasını isterler; bunun anlamı bankanın ödemeyi hisselerin kendisine teslim edildiği anda yapacak olmasıdır. Aracı firma – o anda kendisine mantıklı gelmiştir - Cayman’ın banka hesaplarının kaynaklarını gizlemedeki ününü göz önünde bulundurarak bu talebi kabul eder.

Suç geliri aklayıcının oyununun ikinci ayağı artık tamamlanmıştır. Bir dizi hesap açılır. Yönetim artık dikkatini yeni müşteriler ve yeni işler peşinde koşmaya verir. Darbeyi indirme zamanı gelmiştir. İlk işlem, hisse başına 0,50$ karşılığında tezgah üstü bir teknoloji hisse senedinden 400.000 hisse alımıdır. Hisseler Cayman bankasına teslim edilir ve ödemesi yapılır. O ana kadar her şey yolundadır.

Komisyon normalin üstündedir. Hilenin tohumları atılmıştır. Bir hafta sonra simsara aynı hisseden 800.000 adet daha alınması için talep edilmemiş başka bir talimat daha verilir; fiyat hala 0,50$’dır. Söz konusu hisse küçük bir “dalgalanma” gösterir; bunun anlamı işlem için hazır hisselerin sayısının görece düşük olması ve bu büyüklükte bir talimatın hisse fiyatını yükseltmiş olabileceğidir.

Gerçekten de hisse hızlı bir yükseliş yapar, günü 0,92$’dan kapatır. Simsar bundan gurur duyar, müşteri de son derece mutlu görünmektedir. Ancak ödeme tarihinde müşteri hisselerin ödemesini yapmaz. Gecikme için sudan bir mazeret üretir fakat simsarın güvenini yeniden tazeler. Bu esnada, hissenin fiyatı yeniden düşmeye başlar. Geciken ödeme için izin verilen toplam yedi günlük süre sona erdiğinde hisse fiyatı 0,50$’a düşer. Uyum görevlileri bir hafta önce alınan 400.000 hissenin muhtemelen aracı kurum 800.000 hisseyi satın aldığı anda satıldığını düşünürler.

Alış hisse fiyatını artırmış ve suç geliri aklayıcının zaten yasadışı olan para üzerinden yaklaşık 160.000$ kazanmasını sağlamıştır. Ancak aracı firma için Federal Reserve marj kuralları, ek süreler sona erdikten sonra hisselerin piyasada yeniden paraya dönüştürülmesini gerekli kılmaktadır. Bu kadar düşük hacimde işlem yapılan bir hisse için, 800.000 hissenin satışa çıkarılması fiyatı aşağı çekecektir, aracı firma zararının 350.000$ olacağını tahmin etmiştir. Bu gibi durumlarda aracı firmanın az seçeneği vardır.

Zararı karşılaması için kişisel simsara bakabilir. Genellikle, yönetimler ödeme güçlüğünden ve denetim incelemesinden kaçınmanın ve konuyu yorgan altı etmenin yollarını arar. Bu sefer, firma neyin kurtarılabileceğini görmek için FBI’ı çağırarak karşı savaş açmıştır. Fakat söz konusu “doldur ve boşalt” entrikaları – suç geliri aklayıcılarının hemen girip çıktıkları için “soğuk duş” adını verdikleri yöntem – menkul kıymetler endüstrisinde yaygın bir hal almış olup etkileyici maliyetler ortaya çıkarmakta ve daha iyi bir yerde çok daha iyi kullanılabilecek kaynakları saptırmaktadır.